Çinko (Galvaniz) kaplama atıksuları nasıl arıtılır?

 

Çinko galvaniz kaplama
Görsel Kaynak : www.thepembleton.org.uk

    Çinko kaplama atıksuları siyanürlü ve siyanürsüz olarak ikiye ayrılır. Siyanür kaplanan malzemenin daha parlak olması gerektiği durumlarda kullanılır. Çok zehirli olan siyanürün kaplamada kullanılması halinde arıtma işleminde işin içine çamaşır suyu yani Sodyum Hipoklorit dahil olur. Bu yüzden bu işlemi ikiye ayırmayı uygun görüyorum:

    A- Siyanürsüz çinko kaplama suları nasıl arıtılır: Çinko kaplama atıksuları metal malzemelerin çinko banyosuna daldırılmadan önce geçirildiği yağ alma, durulama ve pasivasyon üniteleri gibi kısımlardan kaynaklanır. Daldır çıkar yöntemi ile metal parçalardan süzülen ve taşan sular dengeleme tanklarında toplanarak, arıtılmak üzere biriktirilir. Buradan reaksiyon tankına pompa vasıtası ile aktarılır.

    Çinko kaplamada atıksularında malzemenin cinsine göre bir kaç ağır metal bulunabilir. Fakat asıl kirletici çinko olduğu için, çinkonun kimyasal arıtma metodu ile çöktürülmesi gerekir. Bu konuda kaba hatları ile, çinko kaplama sularının kimyasal arıtma işlemi ile nasıl arıtılacağını izah etmeye çalışacağım.

    Öncelikle daha önceki yazılarda bahsettiğim gibi her ağır metalin çözünürlüğünün en düşük olduğu bir pH noktası vardır. Bu konu ile alakalı yazıma bu linkten ulaşabilirsiniz. Ayrıca pıhtılaştırma ve yumaklaştırma yöntemi ile ağır metallerin nasıl çöktürüldüğünü öğrenmek isterseniz şu yazımı tıklayın.

    Yukarıdaki linkte açılan yazıdaki şekilden de görüleceği gibi çinkonun çözünürlüğünün en düşük olduğu; dolayısıyla çöktürülmesinin en kolay olduğu pH değeri yaklaşık 9.2'dir. Bu örnek arıtmada hassas pH metremiz olmadığını varsayarak bu değeri 9 olarak kabul edelim. Aslında tabi ki farklı bir pH derecesinde de , mesela aşağıda verilen ham su pH=6 değerini alalım, koagülant ve flokülantların tesiri ile çinko çöktürülebilir. Fakat bu büyük ihtimalle kanal deşarj limitlerini sağlayacak derecede iyi bir çöktürme olmayacaktır.
    
    Çinko Kaplamada Ham su değerleri: Arıtılmamış bir çinko kaplama atıksuyundaki değerler kabaca aşağıdaki gibidir.
    
    Koi > 2000 mg/L / AKM > 5000 mg/L / Yağ ve Gres >200 mg/L  / Sülfat >50 mg/L / Krom > 50 mg/L / Çinko >1000 mg/L  / Nikel = Eser miktarda / Kurşun= Eser miktarda /  pH= 6, 6.5
    
    Yukarıda görüldüğü gibi atıksuda sadece çinko olmaz. Krom da, başka ağır metal de görülebilir. Fakat biz arıtmayı ana kirletici Çinkoya göre yaparız ve zaten diğer ağır metaller de koagülantların etkisi ile düşer ve çöktürülür. Zaten >1000 mg/L ile en yüksek oranda bulunan ağır metalin Çinko olduğu yukarıda görülmektedir.

Aşağıdaki arıtma işlemi örneğinde dozajlama miktarlarından bahsetmeyeceğim. Dozajlama miktarları jar testi ile belirlenir. Bu örnekte kimyasal dozajlamasının yeterli olup olmadığına gözle karar vermeye çalışacağız

Adım adım işlemi yapmaya başlayalım:

1- Arıtmanın yapılacağı reaksiyon tankı pompa vasıtasıyla ham atıksu ile doldurulur.

2- Reaksiyon tankının mixeri (karıştırıcısı) çalıştırılır ve 5 dakika karıştırılmaya devam edilir. Bu atıksuyu homojen hale getirir.

3- Çinkonun en az çözünürlüğü 9 olduğu için ( 9.2 ) pH'ı 9 a çıkartmalıyız. Bunun için kireç ya da kostik ekleyebiliriz. Ekledikçe pH ölçülür ve 9 olana kadar eklenir.

4- Beş - On dakika karıştırılır.

5- Daha sonra koagülant olarak Alüminyum Sülfat ya da Demir Üç klorür (Fe3Cl) eklenir. Eğer Demir üç klorür kullanırsak bu atıksuyun pH'ını az biraz yükseltir. Aslında ideal pH=9.2 olduğu için bu işimize de gelir. Pıhtılaşma gözlemlenene kadar koagülantı eklemeye devam edebiliriz.

6- Yine 5-10 dakika karıştırırız. Daha sonra yumaklaştırma için, en iyi yumaklaştırma ajanı poli elektrolit katabiliriz. Poliyi sulandırıp da katabiliriz. Yavaş yavaş eklenirken ki bu arada karıştırıcı sürekli dönmektedir, yumaklaşmalar gözle görünür hale geldiğinde ve iyice büyüdüğünde yeterince poli kullandığımız kanaatine varabiliriz. 

7- Karıştırıcı kapatılır ve reaksiyon tankındaki arıtılmış su en az 2 saat dinlendirilir. Dibe çöken çamurlar mümkünse hemen, mümkün değilse de arıtılmış su deşarj edildikten sonra  alınır.

Eğer bu konulara yabancı iseniz, bu aşamaları takip edip anlamanıza yardımcı olabilecek olan Basit Bir Kimyasal Ön Arıtma Tesisi yazıma bakabilirsiniz.

    B- Siyanürlü çinko kaplama suları nasıl arıtılır:

    Yukarıda bahsetmeye çalıştığım gibi bu sefer siyanürü indirgemek için işin içine sodyum hipoklorit yani çamaşır suyu girer. Ham atıksuda yukarıdaki parametrelerin yanına siyanür de dahil olur. 
    
    Peki, çamaşır suyu ile siyanür nasıl indirgenir biraz bundan bahsedelim. Arıtma işleminde reaksiyon tankına çamaşır suyu eklendiğinde meydana gelen reaksiyon siyanürün klor ile oksidasyonudur.  Yukarıdaki gibi adım adım arıtma işlemini izah etmeye çalışalım:

 Yukarıdaki gibi bir atıksu örneğini varsaydığımız için başlangıçtaki atık suyun pH değeri yaklaşık altıdır. Bu pH değeri siyanür içeren atıksuların arıtımı için yeterli değildir. Öncelikle Kostik ya da kireç kullanılarak pH=11'e kadar atıksu bazik hale getirilmelidir. Örnekte kostik kullandığımızı varsayıyoruz. Kostik her zaman kirece göre AKM (Askıda Katı Madde) miktarını düşük tutacaktır. pH'ı 11 yapmanın sebebi siyanürün oksitlenmesi esnasında ortaya çıkacak olan siyanojen klorür gazının (CNCl) çıkışını minimize etmektir. Yoksa oksitleme işlemi pH'dan bağımsızdır. 

      1- Reaksiyon tankında karıştırıcı çalıştırılır ve pH=11 olana kadar kostik eklenir. 

    2- Karıştırıcı çalışır halde iken suya çamaşır suyu (Sodyum Hipoklorit) eklenir.  Meydana gelen reaksiyon aşağıdaki gibidir:

    X) NaCN + Cl2 ---> CNCl + NaCl
    Y) CNCl + 2NaOH ---> NaCNO + 2H2O + NaCl
    Z) 2NaCNO + 4NaOH + 3Cl2 ---> 2CO2 + 6NaCl + N2 + 2H2O

    Peki ne kadar çamaşır suyu eklenmelidir? Bu konuda önceki örneklerdeki gibi gözle görülür bir faktör yoktur. Yani çamaşır suyu ekleyelim ama suda şu şu değişiklik oldu o halde yeter diyebileceğimiz bir imkan yok. O zaman deneme yanılma faktörünü bir kenera bırakırsak, başvurabileceğimiz iki ihtimal var.

    A- Jar (Kavanoz) Testi: Ayrıntılar için tıklayın

  B- Oksidasyon indirgeme potansiyeli. ORP. ( Konu ile alakalı yazım için burayı tıklayın. ) ORP suda milivolt cinsinde okunan bir değerdir. Reaksiyon tankına yerleştirilen problarla bu milivolt değeri okunur. Her ne kadar endustriyelatiksu.net'te bahsettiğim arıtma usulleri kesikli sistem olduğu ve dojazlamaları elle yapıldığı için ORP tercih edilmese de bu sistemden biraz bahsedelim.

    Reaksiyon tankına çamaşır suyu eklendiğinde ORP değeri yaklaşık 250 mV'a yükselir. Sodyum hipoklorit (çamaşır suyu) eklenmeye devam edilir. Siyanür oksitlendiğinde (Ya da siyanata dönüştüğünde diyebiliriz) ortamın ORP'si yaklaşık 300 mV'a yükselir. Bu şekilde yarım saat karıştırılır. Bu etapta yukarıda X ve Y ile gösterilen reaksiyonlar gerçekleşir ve siyanür oksitlenmiş olur.

    Daha sonra oluşan siyanat, karbondioksit ve azot gazına dönüşür. Bu reaksiyon da yukarıda Z ile gösterilen reaksiyondur. Bu sürecin kontrolü de ORP'nin yaklaşık 600 mV olmasından başlar ve sodyum hipoklorit eklendikçe ORP yaklaşık 800 mV olana kadar çıkar. Yaklaşık 15 dakikalık bir sürede de bu seviyede, Z ile gösterilen reaksiyon tamamlanmış ve CN indirgenmiş olur. 

Bundan sonrası siyanürsüz çinko kaplamanın arıtma usulu gibidir. Devam edelim.

3- Mikser ile karıştırıcı çalıştırılmaya devam edilir, kapatılmaz. Çinko çöktürüleceği için, Sülfürük asit (H2SO4) ya da Tuz Ruhu (HCl) ile suyun pH'ı 9'a kadar düşürülür. 10 dakika karıştırılır.

4- Pıhtılaşma görülene kadar Fe3Cl gibi koagülant eklenir. 10 dakika karıştırılır.

5- Daha sonra topaklanma görülene kadar poli elektrolit eklenir ve karıştırıcı kapatılır. Arıtılmış atıksu en az 2 saat dinlendirilir ve dip çamuru alınır. Kanala deşarj edilir.

  İstanbul'daki kanal deşarj limitlerini öğrenmek isterseniz burayı tılayın.


Buharlaştırma ünitesi ile atıksu bertarafı

     
    Buharlaştırma ile atıksu bertarafı iski'nin kabul ettiği ve deşarj izin belgesi verdiği bertaraf yöntemlerindendir. Buna rağmen aslında buharlaştırma yöntemi ile kullanılan atıksu bertarafı %100 atıksu giderimini sağlaması gereken bir sistem değildir. Bu sistemin asıl kullanım gayesi işletme içersindeki sıcak proseslerden kaynaklanan ısıyı kullanarak atıksuyu buharlaştırıp, günlük atıksu miktarını azaltmaktır. Ya da bazen bu şekilde ısıtıcılı bir sistem ile atıksu buharlaştırılarak oluşan atıksu miktarı azaltılır. Yoksa sırf atıksuyu buharlaştırma amacı ile ısıtıcı kullanıp, elektrik tüketerek atıksuyu buharlaştırmak ekonomik de değildir. Bu yüzden sadece atıksu debisi çok az oluşan işletmeler için uygulanması mümkün olan bir yöntemdir. Zaten sahada görülenler de bu tip olanlarıdır. Buharlaştırma ile atıksu bertarafının faydaları da vardır. Bu sistemin kullanılması ile su miktarının korunmasının (temiz su pahalı bir metadır) önemli olduğu işletmlerde, buharlaşan atıksu su yoğunlaştırma sonrası distile edilebilir ve tekrar kullanıma müsait, temiz bir su elde edilmiş olur. Hatta bazen suda çözünmüş kıymetli materyallerin tekrar kazanılmasına da imkan verir. 

    Bahsedildiği üzere aslında genellikle %100'lük bir atıksu bertarafı metodu olarak düşünülmese de sanayide pek çok sektörde ki; genellikle asidik yüzey temizleme gibi günlük atıksu debisi az olan işletmelerde buharlaştırma üniteleri atıksu bertarafı için kullanılmaktadır. Ve bu kullanım ile zaten az olan atıksuyunu, firma tamamen buharlaştırmakta ve kanala deşarj etmemektedir. Buna benzer bir sistemin kabaca gösterimi aşağıda şekil 1'de  gösterilmektedir.

Buharlaştırma ünitesi örneği
Şekil 1- Temel hatları ile gösterilmiş basit bir atıksu buharlaştırma ünitesi.

    Yukarıdaki Şekil-1'den de görüleceği üzere, sistem suyun ısıtılması ve buharlaştırılmasından ibarettir. Isıtma işlemi genellikle B ile gösterilen elektrikli ısıtıcılar / rezistanslar ile yapılmaktadır. A kısmından atıksu girişi, pompa ya da suyun öz akışı ile yapılır. Hazneye alınan atıksuyun pH'ı bilinmiyorsa, pH ölçümü yapılır. Buharlaştırma ile bertaraf genellikle asidik sular için kurulduğundan atıksu büyük ihtimalle asidiktir. B kısmında gösterilen ısıtıcı rezistans çalıştırılmadan önce nötralizasyon işlemi yapılmalıdır. Bu işlem için sıvı kostik kullanmak uygun olur çünkü sıvı kostik kireç gibi tortu bırakmaz. Sıvı kostik ile pH, 9> pH >7 aralığına getirilerek, atıksuyun asitlik derecesi nötr hale getirilir. Asidik bir suyu buharlaştırarak atmosfere göndermek sakıncalıdır. Daha sonra B ile gösterilen rezistans çalıştırılarak atıksuyun kaynama noktasına getirilmesi ve D ile gösterilen boru hattından buharlaştırılması sağlanır. Buharlaştırma ısıtıcı çalıştırılınca başlar. Buharlaşmanın en yoğun olduğu nokta olan pik seviyesine yaklaşık 100 derecede ulaşır. Böylece hazne içerisindeki atıksu giderek azalır ve buhara dönüştürülerek bertaraf edilmiş olur. Haznenin dibinde de zamanla kül şeklinde bir tortu oluşur. Hangi nötralizayon kimyasalının kullanıldığı, bu tortunun çabuk ya da yavaş artması ile yakından alakalıdır. Bu tortu da hazneden alınıp katı atık olarak uzaklaştırılır. Aslında ağır metal içeren bu tortunun da arıtma çamuru gibi işlem görmesi gerekir. Fakat hem arıtma çamuruna göre bu tortunun çok az olması, hem de mevzu ile alakalı bir yönetmelik maddesi olmadığı için, tortu katı atık olarak uzaklaştırılır.


    Her ne kadar atıksuyu bu şekilde bertaraf edilmekte ve kanala verilmemekte ise de burada şöyle bir problem ortaya çıkar: Bir atıksu buharlaştırma ile atmosfere verilebilir mi? Bu sorunun cevabı tartışmalıdır. İstanbul'da pek çok işletmede bu şekilde buharlaştırma üniteleri mevcuttur ve yeterli önleme sahip kabul edilmektedir. Bu şekilde denetlenen firmalardan her seferinde, denetim esnasında buharlaştırma üniteleri çalıştırılarak test edilmektedir. Isıtıcı çalışıyor mu? Buharlaşma gözlemlendi mi? şeklinde inceleme yapılır. Bu sisteme sahip işletme, atıksular yönünden yeterli önleme haiz kabul edilir.


    Peki atıksuyu atmosfere verip verememeyi bir tarafa bırakırsak bu sistemde buharlaştırmanın yanından hangi özellik aranır diye soracak olursanız, bu sorunun cevabı nötralizasyondur. Ne şekilde çalışırsa çalışsın bu sistemlerde bir nötralizasyon ünitesi olmak zorundadır. Yani buharlaştırılan ya da buharlaştırılması gereken atıksu %90 asidik karakterdedir. Ve en azından, bu su buharlaştırılmadan önce muhakak bazik karaktere çevrilmelidir. ( Daha doğrusu, her ne kadar atıksu kanala verilmese de yine de atıksuyun pH'ı kanal deşarj limitleri olan 6<= pH >=12 aralığına getirilmelidir. Atmosfer için en iyisi pH=7 veya pH=8 olmasıdır.) Bu yüzden ünitede ısıtıcı ile ısıtılan kısımdaki suyun pH'ı mutlaka dozajlama ile baziğe çevrilmelidir. Bu işlemi yapmanın en pratik yolu da sıvı kostik kullanmaktır. Kireç de kullanılabilse de kireç buharlaşması gereken atıksuyun askıda katı madde konsantrasyonunu artıracağından, buharlaştırma haznesinin dibinde istenmeyecek tortulara sebebiyet verir. Bu da zamanla haznenin dibinin torulaşmasına ve taşlaşmasına, haznenin hacminin azalmasına ve ısıtıcı yükünü artıracağından daha fazla elektrik tüketimine sebep olur. Tüm bu sepelerle firmanın pompası ve ısıtıcısı çalışır halde olması gerektiği gibi nötralizayon ünitesi de çalışıyor olmalıdır. Buharlaştırılacak atıksuyun pH aralığı en az 5'den büyük en fazla da 13'den küçük olmalıdır. Yani pH [6-12] aralığında tutulur. Çevre ve atmosfer sağlığını dikkate alırsak pH=7 olması en doğru olanıdır.

    Son olarak aslında fiziksel bir atıksu önlemi olarak görülse de nötralizasyon işlemini de barındırdığı için buharlaştırma, kimyasal bir arıtma / bertaraf yöntemidir.

İşletmede önlemsiz deşarj ya da by-pass tesbit edilmesi


Önlemsiz deşarj by-pass
(Görsel Kaynak :www.zwembadstore.com)

    İşletmenizde iski tarafından önlemsiz deşarj tespit edildi ise ne yapmanız gerekiyor? Bu yazıda bu sorunun cevabını bulabilirsiniz. Öncelikle önlemsiz deşarjı ya da diğer adıyla by-pass'ı izah edelim.

    İşletmeniz usulüne göre atıksuları arıtıp kanalizayona veriyor veya bertaraf tesisine taşıtıyor olduğunu varsayalım. Her iki durum içinde atıksuyun arıtılmadan ve yahut taşıttırılmadan kanala gönderilmesi işlemi önlemsiz deşarj (by-pass) olarak adlandırılır. Bu işletmenin suistimali ile olabileceği gibi istenmeyen ya da gayr-i ihtiyari durumlarda da söz konusu olabilir. İşte böyle istenmeyen bir vaziyette iken ya da işletme tarafından kasıtlı olarak by-pass yapılırken denetim ekipleri gelir ve suistimali görürse artık önlemsiz deşarj yaptırımları işletmenize uygulanacak demektir.

    Önlemsiz deşarj tespitinden sonra işletmenin faaliyetten men edilmesi ilgili belediye veya OSB müdürlüğünden talep edilir. Aynı zamanda işletmeye atıksu arıtma bedeli uygulanır. Bu bedelin nasıl hesap edildiğini "Endüstriyel atık su denetim esasları" başlıklı yazıdan öğrenebilirsiniz.

    Bu durumda işletme yetkilisi tespit edilen eksikliği, bilerek ya da sehven yapılmış olan bu hatayı düzeltip iski'ye bildirmelidir. By-pass'ı durdurmalı ve bir daha meydana gelmemesi için alanda gerekli önlemleri almalıdır. Bildirme dilekçe ile yapılır ve işletmeye çıkarılan atıksu arıtma bedeli bu dilekçenin tarihi baz alınarak durdurulacağından, dilekçe ne kadar erken verilirse o kadar az AAB hesaplanır.
    
    Verdiğiniz dilekçeden sonra teknik personel işletmenizi ziyaret eder ve aksaklığın sona erdirildiğini yerinde tespit ederek tutanağa işler. Bundan sonra atıksu arıtma bedeli durdurulur ve faaliyetten men kaldırma yazısı ile faaliyetten men kaldırılır.
    
    Bu tür istenmeyen durumlara sebebiyet vermemek için  denetim ekiplerinin gelmesini beklemeden, arıtma sisteminizi düzenli aralıklarla kontrol etmeli ve suistimale yer vermemelisiniz.
    
    Tüm bunlara rağmen atıksularını by-pass yapmaya devam eden firmaların endüstriyel atıksu üreten bölümleri zabıta ekiplerince kapatılır ve mühürlenir. İski tarafından mühürlemeye rağmen işletmenin faaliyetine devam ettiği tespit edilirse, atıksu arıtma bedeli denetimler devam eder. Mühür fekki dolayısıyla işletmenin mahkeme süreci başlar. İşletme orada oldukça ve faaliyetine kaçak olarak devam ettikçe denetimler devam etmektedir.
   
    İşletme için işleri daha da zorlaştıracak olan durum önlemsiz şekilde kanala arıtılmadan verilen atıksular zamanla kanallarda tahribata neden olur, kanal aşınır ve toprağa açılır. Bu durumda tüm kanal hattının değiştirilmesi gerekir. Bu arızaya işletmenin sorumsuzluğu sebebiyet vermiş olacağından işletme daha ağır müeyyidelerle karşılaşacaktır.

Kanal Katılım Bedeli ya da Kanal İştirak Bedeli


Kanal iştirak katılım bedeli
(Görsel Kaynak : sdshengya.en.made-in-china.com)

    Kanal iştirak bedelinin tanımı şu şekilde yapılabilir:  Kanal katılım (iştirak) bedeli ,yapılara ait atık suların uzaklaştırılması için gerekli parsel bacası, rabıt, kanalizasyon, arıtma tesisi ve benzeri bütün altyapı tesislerinin yapım maliyetine iştirakin, katılımın ücretidir. (Bu tanım İski tarifeler yönetmeliğinde geçmektedir)

    Kanal katılım bedeli ya da kanal iştirak bedeli olarak adlandırılan bu ücret tek sefere mahsus talep edilen bir tutardır. İski'ye  gsmr görüşü, atıksu ya da  ruhsat görüşü için (hepsi gsmr görüşü başvurusunun diğer isimleridir) başvuru yapan firmaların işlemleri için bu bedelin ödenmiş olması lazımdır.

    Bu bedel tek sefer için alınan bir iştirak bedeli olduğu için aslında binanın mal sahibine aittir. Aslında kiracı olan bir işletmenin bu bedeli ödemesi adil bir hareket olmaz; çünkü kiracı olan firma o binadan taşındığı zaman yerine başka bir gayri sıhhı müessese sınıfına giren işletme gelip de yine gsmr görüşü başvurusunda bulunduğunda, söz konusu yapıdan bu bedelin alındığı görüleceği için ücret tekrar talep edilmez. Bu sebeple, bu bedel her halükarda mal sahibine aittir. Bu gerçeğe rağmen mal sahibi bu bedelin ödenmesini kiracısından isteyebilir. Bu, mal sahibi ve kiracı arasındaki ahlak ve adalet anlayışına göre değişiklik gösteriyor. Bazen kanal katılım bedelini gerçekten mal sahibi öderken, bir çok durumda bu görüş için acelesi olan firmaların bu bedeli kendisinin de ödediğini görebiliyoruz. 
    
    Daha önceki yazılardan da görülebileceği üzere, faaliyetinden endüstriyel nitelikli atık su kaynaklanmayan firmaların İski'den gsmr görüşü aldıklarından, endüstriyel nitelikli atık su kaynaklanan firmaların ise deşarj izin belgesi aldıklarından ve bu deşarj izin belgesinin, gsmr görüşü yerine de geçtiğinden bahsedilmişti. Bahsedilen bu her iki durumda da (endüstriyel atık su kaynaklansa da, kaynaklanmasa da) İdare nihai görüşü verebilmek için kanal katılım bedelinin ödendiğini görmek zorundadır. 

    Aslında İski İdaresine görüş başvurusunda bulunan firmanın, başvuru esnasında, kanal katılım bedelinin ödendiğine dair bir yazıyı da getirmesi İski AKDY yönetmeliği tarafından, Madde (10)-2- 5. Maddede zikredilmektedir. Fakat sahadan edinilen tecrübeye göre , kanal katılım ya da iştirak bedeli yazışmasının, gsmr başvurusu dilekçesi sonrası başladığı ve firmanın bulunduğu ilçe şubesine yazılarak tahkik ettirildiği görülmektedir.

    İski görüşü başvurusu sonrası, İdare kanal katılım bedelini firmanın bulunduğu ilçenin ilgili şube müdürlüğüne yazı ile sorar. İlgili ilçenin idaresi arşiv taraması yaparak bedelin tahsil edilip edilmediğine bakar, tahsil edildiğini görürse bunu nihai görüşü yazacak olan birime yazı ile bildirir. Bu arada, yeni binalardan kanal katılım bedelinin daha imar ruhsatı aşamasında tahsil edildiği, bu yüzden yeni binaların çoğunda bu bedelin zaten ödenmiş olduğunu da hatırlatalım. 

    Eğer ödenmediği görülürse işletmenin bulunduğu kapalı alanın metre karesi ölçülür ve kanal katılım bedeli hesaplanır. Binanın mal sahibinden tahsil edilmeye çalışılır. Bu süreçte, bedel ödendiğinde ilgili birime ödendi yazısı gider ve diğer işlemlerin ardından gsmr görüşü ya da deşarj izin belgesi firmaya teslim edilir. 

    Not: Gsmr görüşleri A4 üzerine basılı olarak posta ile firma ve ilgili belediye ya da organize sanayi bölgesi yönetimine iletilirken, deşarj izin belgesinin renkli baskısı firma yetkilisi tarafından elden teslim alınır. 

Krom - Nikel kaplama atıksuları nasıl arıtılır?


Krom nikel kaplama
(Görsel Kaynak: chrometech.net)

    Öncelikle şunu hatırlatmalıyız ki, aynı faaliyet türünden kaynaklanıyor olsa da her atıksuyun karakteri aslında kendine hastır. Bu yüzden karakterizasyon, arıtılabilirlik çalışmaları, jar testleri ile yapılıp pH aralıkları koagülant türü ve dozaj miktarı, karıştırıcı devir ve miktarları belirlenmelidir. 

Bu konuda şu makaleler de yardımcı olabilir:


    Bu yazıda, atıksularda içerdiği krom nikel yükü fazlalığı açısından, krom-nikel kaplamadan kaynaklanan endüstriyel nitelikli atıksuların nasıl arıtılacağından bahsedilecektir. Yazıda geçecek uygulamalar 1 tonluk reaksiyon tankına göre tasarlanmıştır. Aynı tatbikat sizin arıtmak istediğiniz içerisinde ana kirletici olarak krom - nikel metalleri bulunan kaplama atıksuları için istenilen sonucu vermese de, işlemin krom ve nikel çöktürme hedefli ana hatları belli olacağından, neticede istenilen deşarj şartlarını bulmanızda çok faydası olacağı kanaatindeyim.

    Örneğimizde içerisinde krom ihtiva eden atıksularda korom iyonu olarak Cr+6'nın da bulunduğunu var sayacağız. Bulunduğu varsayılan Cr+6'nın çöktürülebilmesi için Cr+3'e indirgenmesi gerekmektedir. Neden Cr+6 olarak çöktürülmediğinin sebebi ise Cr+6'nın Cr+3'e göre çok daha fazla zararlı ve kanserojen olmasıdır.

    Cr+3 insan vücudu için temel bir elementtir ve günlük 50-200 mikro gram alınması tavsiye edilir. Tabi ki, tıpkı demir ve çinko gibi sonuçta insan vücudunda bulunsa da, ağır metal olduğundan arıtılmış atıksuda bir limitten sonra bulunması istenmez.

  C+6 ise kronik ya da akut maaruziyetlerde çok daha tehlikelidir. Kanserojendir. Hayvan deneyleri üzerinde yapılan çalışmalarda , solunum yoluyla alındığında solunum sistemini etkilediği, solunum yetersizliğine baş dönmelerine ve öksürmelere  sebep olduğu görülmüştür. Bir şekilde ağız yoluyla alındığında ise karın ağrıları, kusma ve kanama gibi rahatsızlıklara yol açmaktadır.

   Cr+6'nın indirgenmesi için Sodyum Metabisülfit (Na2S2O5) kullanılır. Sodyum Metabisülfit (Na2S2O5) suya eklendiği zaman Sodyum bisülfite (NaHSO3) dönüşür. (Bakınız reaksiyon 1)
Sudaki asit varlığı ile sodyum bisülfite (Bakınız reaksiyon 2) ile gösterilen reaksiyona girer.

    Na2S2O5 + H2O -> 2NaHSO3 (1)
    3NaHSO3 + 2H2CrO4 + 3H2So4 -> Cr2(So4)3 + 5H2O+3NaHSo4 (2)
    
Böylece Cr+6 , Cr+3'e indirgendikten sonra, Kostik (NaOH) ile tepkimeye girerek Krom hidroxit [Cr(OH)3] olarak çökelti oluşturur: (Bakınız reaksiyon 3)

 Cr2(So4)3+3NaOH -> 2Cr(OH)3 + 3Na2SO4 (3)

    Atıksuyun arıtımında, verilen değerler bir tonluk reaksiyon tankı için olup, atıksuyun karakterine göre değişebileceğini hatırlatalım:

    1)- Karıştırıcı hızlı devirde çalıştırılır. Atıksu reaksiyon tankına alınır, atıksuyun pH'ı ölçülür. Atıksuyun pH'ı sülfürik asit ile ikiye düşürülür. İkinin altında ise kostik ile ikiye kadar çıkartılmalıdır.

  2-) Bu aşamada, yukarıda teorisinden bahsettiğimiz Cr+6 indirgenmeye çalışılır. Bunun için atıksuya sodyum metabisülfit eklenir. Dozajlama miktarını jar testi ile tayin edebileceğiniz gibi, azar azar sodyum meta bisülfit ekleyerek, atık suyun renginin haki yeşiline dönmesini bekleyebilirsiniz. Bu, 20-25 saniye içerisinde olur ve rengi gördüğünüzde Cr+6 , Cr+3'e indirgenmiş var sayılır. Ve Atık suyunuzdaki Krom çökertilmiştir.

   3-) Karıştırıcı bir müddet daha çalıştırılır. Sülfat giderimi yapılacak ise BaCl2 eklenir. Suyun rengine yeşilden koyu renge dönene kadar BaCl2 eklenir.

  4-) 15 dakika karıştırıldıktan sonra pH 11 olana kadar kostik eklenir.

    5-) Karıştırıcı yavaş devire getirilir. Flok oluşumu için reaksiyon tankına, su ile seyreltilmiş polielektrolit eklenir (örnekteki 1 tonluk reaksiyon tankı için 3-5 gram polielektrolitin sulandırılmış hali yeterlidir), flok oluşumu gözlemlenmeye başlayıncaya dek, 5 dakikaya kadar karıştırılmaya devam edilir.

   6) Karıştırıcı kapatılır. Tam çökelme için en az iki saat daha beklenir. Arıtılmış atıksuyun pH'ı 11'dir. 11 kanal deşarj limitlerini sağlar. pH'ı düşürmeye gerek yoktur.

    Bu yazı vasıtasıyla genel hatları ile krom ve nikel ihtiva eden bir atıksuyun pratikteki arıtma usulü aktarılmaya çalışılmıştır.