Endüstriyel atıksu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Endüstriyel atıksu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Atıksularda renk giderim yöntemleri

 

Atıksularda renk giderimi


    

        Renk atık sularda istenmeyen bir parametredir. Atık sularda renk kontaminasyonu ciddi çevresel problemlere sebep olabilir. Atık sularda renk oluşumunun başlıca sebepleri olarak çözünmüş organik maddeler, hümik ve fulvik asit, sentetik kimyasal boyalar ile birlikte doğal tanenlerin kullanıldığı ve meydana geldiği üretim prosesleri sıralanabilir.

            Renk sadece estetik açıdan istenmeyen bir parametre değildir. Renkli atık suların doğal sistemlere karışması durumunda, renkli atık sular su ekosisteminde zararlı etkilere sebep olacak şekilde fotosentezi sınırlayan bir etkilere sahiptirler.

 

Yaygın Kullanılan Renk Giderim Yöntemleri:

        

Atıksulardan Renk giderimi için kullanılan başlıca metotlar şunlardır:

Koagülasyon ve Flokülasyon, filtrasyon, (granül ve toz aktif karbon kullanılarak yapılan) adsorbsiyon, kimyasal oksidasyon ve nanofiltrasyon.

 

A) Koagülasyon ve Flokülasyon

 

       Koagülasyon ve flokülasyon atıksulardan diğer kirlilik parametrelerinin gideriminde kullanıldığı gibi, atık sularda renge sebebiyet veren parametrelerin gideriminde de kullanılabilir. Giderim işlemi, atıksuya koagülasyon kimyasalları yani koagülantlar eklenerek ve atıksu karıştırılarak yapılır. Bu yöntem rengin özellikle çözünmüş organik maddelerden kaynaklandığı durumlarda çok etkilidir. Fakat yüksek miktarda çamur oluşumuna sebebiyet vereceği için pahalı ve tercih edilmeyen bir yöntemdir.

 

B)  Filtrasyon yöntemi

 

       Bu yöntemde atık Su, içindeki renge sebebiyet veren partikülleri tutmak için tasarlanmış bir filtreden geçirilir. Filtreler, kum ve çakıl gibi katmanlarından ve tozlaştırılmış kömürden yapılmıştır. Filtrasyon metodu ile sudaki askıda katı maddeleri toplayarak renk giderimini sağlar.

Aktif karbon filtreleri atıksudan renk gideriminde en çok kullanılan ve en ucuz yöntemdir.

 

C) Adsorbsiyon yöntemi:

      

Adsorpsiyon, endüstriyel atık sularda renge sebep olan kirleticilerin uzaklaştırılması için en kaliteli giderim yöntemlerinden biri olarak kullanılır. Renk gideriminin sağlanması istenen atık suya,  adsorban olarak adlandırılan oldukça gözenekli yüzey yapısına sahip maddeler eklenir. Bunlar genellikle zeolit, kömür ve kil gibi maddelerdir. Bu adsrobanlar çözünmüş suda bir katı ile temas ettiğinde, çözünen ve atıksuda renge sebep olan bu maddeleri, gözenekli yüzeylerinde hapsederler. Ve bu şekilde renk giderimi sağlanır.

 

D) Kimyasal Oksidasyon yöntemi:

 

Kimyasal oksidasyon yöntemi atık sularda renk giderimi için de kullanılan, suyun oksitlenmesi işlemidir. Genellikle UV ile birleştirilmiş hidrojen peroksit (H2O2) en çok kullanılan oksitleyicidir. Yine aynı şekilde UV ile birlikte kullanıldığında Klor Oksit (ClO2) de renk giderimi için kullanılabilmektedir.

            Bu işlemde renge sebep olan askıda katı maddeler hidroksil radikalleri (-OH) ile kimyasal reaksiyona girerek yok olur ya da zararsız yan ürünlere dönüştürülerek sudan arındırılır.

 

E) Nanofiltrasyon yöntemi:

 

       Nanofiltrasyonun çalışma sistemi ters ozmosun çalışma sistemine benzer. Fakat nanofiltrasyon daha hassas bir giderim imkânı sunar. Nanofiltrasyon düşük miktarda toplam çözünmüş katı (TDS) veya organik madde içeren atık sular için ideal bir arıtma yöntemidir. Bu sistemdeki filtrasyon yöntemi, membran filtrasyonudur. Bu filtrasyon yöntemi ile de suyun renklenmesine neden olan kirleticiler giderilebilir ve atıksu rengi de giderilmiş olur.

 


Oksidatif İndirgeme Potansiyeli (OİP, ORP) ve atıksularda iletkenlik.

Oksidatif İndirgeme Potansiyeli ve iletkenlik
( Görsel Kaynak: www.aliexpress.com )

    Oksidatif indirgeme potansiyeli bir göl veya nehrin kirliliğini ve kendi kendini temizleyip temizleyemeyeceğini gösteren bir değerdir. Birimi mili volttur. Eğer bir su ya da atıksu içerisinde OİP (ORP) değeri yüksek olarak ölçülürse bu, suda organik ve inorganik kirleticileri parçalayan bakterilerin iyi çalıştığını gösterir.

    Göl ve nehir gibi yüzeysel suları örnek olarak düşünecek olursak: Bu tür sularda dibe inildikçe kirletici unsurlar artar. Buna bağlı olarak bakteri sayısı da artarken, suda çözünmüş oksijen oranı ve OİP (ORP) değeri düşer. Suda çözünmüş oksijen miktarı bize suyun kirliliği hakkında bilgi verirken, ORP değeri ise suda çözünmüş oksijen değerine göre, suyun kirliliği hakkında daha fazla bilgi veren bir değerdir.

    Endüstriyel ve evsel atıksulardan uzak bölgelerdeki doğal su kaynaklarının  OİP (ORP) değeri yüksektir. Bu tür temiz suların değeri 300 - 500 mV arasında ölçülür. OİP (ORP) değeri sensörlü cihazlarla ölçülür.  Çok kirli sularda sıfırın altında eksi olarak da ölçülebilir.

    Atık suya güçlü bir oksitleyici olan hidrojen peroksit katıldığında ORP değeri pozitif milivolt değerine kadar yükselecektir. Tam tersi suya güçlü bir indirgeme ajanı olan sodyum bisülfit yeterince eklenirse atıksuda ORP değeri negatif milivolta kadar düşecektir. Bu şekilde ORP değeri evsel ve endüstriyel atıksu arıtımında çok işe yarar bir parametredir. Aşağıdaki listede temel atıksu arıtma işlemlerinde referans olarak kullanılabilecek ORP değerleri gösterilmiştir:

                Biokimyasal Reaksiyon                                       ORP Değeri
                      Siyanür giderimi                                 +250 ile +800 mV arası
                        Nitrifikasyon                                              +100 ile +350 mV  arası
            Biyolojik Fosfor Giderimi                                    +50 ile +250 mV  arası
                        Denitrifikasyon                                          +50 ile -50 mV  arası
            Asit teşekkülü (fermentasyon)                               -100 ile -225 mV  arası
                        Metan üretimi                                             -175 ile -400 mV arası 
                      

    Endüstriyel atıksu arıtımında ORP'nin karşımıza ilk çıktığı nokta Çinko kaplama konusunda siyanür giderimidir. Reaksiyon tankına çamaşır suyu eklendikçe atıksuyun ORP değeri yaklaşık 250 mV'dan başlayarak siyanürün tam manası ile oksitlenmesine kadar geçecek yaklaşık 30 dakika içerisinde 800 mV'a kadar yükselir. Bu süreçte siyanürün klor ile oksidasyonu gerçekleşir ve suda çözünmüş oksijen miktarı da artar.
    Siyanürlü çinko kaplama atıksuları nasıl arıtılır yazıma ulaşmak için burayı tıklayın.


    İletkenlik ise sularda çözünmüş toplam maddelerin (T.D.S. Total Dissolved Solids) miktarına göre değişen bir göstergedir. İletkenlik değeri kolay ölçülebilen bir parametre olduğu için kullanımı yaygındır. İletkenlik değerine etki edenler daha çok inorganik çözünmüş maddelerdir. Bunların başında çözünmüş tuzlar gelir. Bu yüzden tuzluluk değeri ile iletkenlik değeri karşılıklı bağlantı içerisindedir ve sudaki tuzluluk oranını tahmin etmede de iletkenlik kullanılır. Suyun iletkenliğini artıran diğer parametreler eksi yüklü iyonlar, sülfat, ağır metaller, klor, kalsiyum, nitrat vb. maddelerdir. Sudaki çözünmüş oksijenle de ters orantı halindedir. Yani iletkenlik ne kadar yükselirse sudaki çözünmüş oksijen oranı o kadar azalır. Bu minval üzere de, tuzluluk esasından, deniz suyunun iletkenlik değeri tatlı su kaynaklarından çok daha yüksektir.

     İletkenliğin birimi µS/cm'dir. Eğer su, yer altı suyu gibi çözünmüş madde oranı yüksek bir su ise iletkenlik değeri yüksektir. Aynı oranda yüzeysel sularda bu değer düşer. Hele ki ters ozmoz gibi suyu deiyonize haline getiren sistemler ya da filtreli su arıtma cihazlarından çıkan sularda iletkenlik çok düşüktür. İstanbul barajlarında görülen ortalama iletkenlik oranları ve Türkiye ve Avrupa birliği üst limitleri aşağıdaki tabloda verilmiştir:

B.Çekmece

İkitelli

K.hane Y.B.Han

Ömerli(Emirli)

Ömerli (Mur+Orh)

Ömerli (Osmaniye)

Elmalı

562

365

373

368

303

305

497


    Atıksularda iletkenlik değerinde meydana gelecek ani değişiklikler kirlilik olarak değerlendirilir. Tarım kaynaklı atıksular, lağım suları sızıntısı ya da ağır metal içeren bir kaplama suyunun yüzeysel ya da evsel suya karıştığında bu sudaki klor, fosfat ve nitrat iyionları vb. gibi parametrelerin etkisi ile iletkenlik artar. Bu da atıksu kalitesini ölçüm probları ile online izlenen sistemlerde iletkenliğin kullanılabilir bir parametre olduğunu gösterir.

İski Kanal Bağlantı Yazısı/Hastane kanal bağlantı yazısı


Hastane kanal bağlantı yazısı
(Kaynak : enacademic.com)

    Çevre ve Şehircilik bakanlığı Çevre İzin Belgesi sürecinde işletmelerden, İski'den alınan ve atıksularının kanala bağlı olduğunu gösterir bir yazı talep edilir. Ve bu yazı ile de işletmeden endüstriyel nitelikli atıksu kaynaklanıp kaynaklanmadığının da kağıt üzerinde görülmesi istenir. Bu arada kanal bağlantı yazısı kavramı kanal iştirak bedeli ya da kanal katılım bedeli kavramları ile karıştırılmamalıdır.

    Aslında kanal bağlantı belgesi diğer yazılarımla da doğrudan alakalı olan iski görüşleri olsalar da bu belgenin istendiği işletme türlerini bu yazımda da sınıflandırıp anlatmaya çalışacağım. Kanal bağlantı yazısı yerine geçecek olan iski görüşü aslında gsmr başvurusu ile yapılan işlem sonucunda elde edilen yazılardır. Kanal bağlantısı yerine geçecek olan bu yazı, gsmr görüşü olabileceği gibi deşarj izin belgesi veya kısa ve farklı bir görüş yazısı da olabilir.

    Eğer iski kanal bağlantı yazısına ihtiyacınız varsa öncelikle gsmr görüşü başvurusunda bulunmalısınız. Konu ile alakalı yazım için burayı tıklayın. Buradan yaptığınız başvuru sonrası alacağınız iski görüş yazısı, kanal bağlantı yazısı olarak da geçerlidir. Peki GSMR başvurusunda bulundunuz ve nasıl bir kanal bağlantısı yazısı elde edeceksiniz? Tasnif ederek, tek tek açıklamaya çalışalım.

    1- Faaliyetinden endüstriyel nitelikli atıksu kaynaklanmayan işletmeler: Başvuruda bulunduğunuz işletmenizin faaliyetinden endüstriyel nitelikli atıksu kaynaklanmıyorsa normal şartlar altında gsmr görüşü alırsınız. Ve gsmr görüşü içerisinde, faaliyetinizden endüstriyel nitelikli atıksu kaynaklanmadı ibaresi yer alır. bunun yanı sıra insani faaliyetlerden kaynaklanan evsel atıksuların kanalizasyon hattına bağlı olduğu (Kanal alt yapısı bulunan bir yer ise) ve kanalın mansabının (kanalın nihai ucunun nereye gittiği) neresi olduğu yazar. İşte bu ibare ile alınan gsmr görüşü sizin kanal bağlantı yazınız yerine de geçer. 

      Bu konuda teferruat için şu yazıma göz atabilirsiniz.

    2Faaliyetinden endüstriyel nitelikli atıksu kaynaklanıp atıksuyunu deşarj eden işletmeler: Başvuruda bulunduğunuz işletmenizin faaliyetinden endüstriyel nitelikli atıksu kaynaklanıyorsa, bu durumda deşarj izin belgesi alırsınız. Ve deşarj izin belgesinde sol taraftaki sütunlardan, yukarıdan aşağıya dokuzuncusunda Atıksu Mansabı diye bir ibare geçer. Burada genellikle kanalizasyon ve mansabı (Kanalın son noktası) yazar. İşte bu ibareye haiz deşarj izin belgesi sizin kanal bağlantı belgeniz yerine de geçer.

    Bu konuda tafsilat için şu yazılarıma göz atabilirsiniz: 

    3- Faaliyetinden endüstriyel nitelikli atıksu kaynaklanıp bu suyu tamamen devir daimli kullanan işletmeler: Yukarıdaki birinci maddede olduğu gibi gsmr görüşü alırlar. Fakat bu sefer gsmr görüşünde faaliyetinden kaynaklanan endüstriyel nitelikli atıksuları tamamen devir daimli kullandığı yazar. Evsel atıksuların da kanala bağlı olduğu ve mansabı yine gsmr görüşü içerisinde yazar. Bu gsmr görüşü, kanal bağlantısı yazısı yerine geçer.
    Mermer atölyeleri bu konuda örnek gösterilebilir. Alakalı yazım için tıklayınız.

    4- Faaliyetinden endüstriyel nitelikli atıksu kaynaklanan ve bunları bertaraf tesisine taşıtan işletmeler: Özellikle faaliyetlerinden oluşan endüstriyel nitelikli atıksuları az olan işletmeler atıksularını bertaraf tesislerine gönderebilirler ya da göndermeyi tercih edebilirler. Bu konudaki yazım için tıklayın. 

    Bu işletmelere de yukarıda 2 numara ile gösterilen deşarj İzin Belgesi verilir. Ve 2.seçenekte olduğu gibi, aynı ibarelerle deşarj izin belgesi kanal bağlantı yazısı yerine geçer.

    5- Hastane kanal bağlantısı yazısı: Hastanelerde durum biraz farklıdır. Çünkü İski atıksuların kanalizasyona deşarj yönetmeliğine göre hastanelerden endüstriyel atıksu kaynaklanmaz, hastanedeki faaliyetler evsel atıksu olarak nitelendirilir. Bu konuda ilgi yönetmelik hükmü şöyledir (Madde 3-1-s) : "Evsel atıksu: Yaygın olarak yerleşim bölgelerinden ve çoğunlukla evsel faaliyetler ile insanların günlük yaşam faaliyetlerinin yer aldığı okul, hastane, otel gibi hizmet sektörlerinden kaynaklanan atıksulardır."
    
    Bu yüzden hastaneler için İski idaresine dilekçe ile başvurulur ya da gsmr başvurusu yapılsa dahi gsmr/dib görüşü verilmez ve kanal bağlantı yazısı yerine geçen bir atıksu görüşü yazısı verilir. Ve bu yazıda hastane faaliyetlerinden endüstriyel nitelikli atıksu kaynaklanmadığı ibaresi bulunur. Hastane için de gsmr görüşü başvurusunda bulunabilirsiniz. (Online başvuru imkanınız olduğunu unutmayın)

İşletmede önlemsiz deşarj ya da by-pass tesbit edilmesi


Önlemsiz deşarj by-pass
(Görsel Kaynak :www.zwembadstore.com)

    İşletmenizde iski tarafından önlemsiz deşarj tespit edildi ise ne yapmanız gerekiyor? Bu yazıda bu sorunun cevabını bulabilirsiniz. Öncelikle önlemsiz deşarjı ya da diğer adıyla by-pass'ı izah edelim.

    İşletmeniz usulüne göre atıksuları arıtıp kanalizayona veriyor veya bertaraf tesisine taşıtıyor olduğunu varsayalım. Her iki durum içinde atıksuyun arıtılmadan ve yahut taşıttırılmadan kanala gönderilmesi işlemi önlemsiz deşarj (by-pass) olarak adlandırılır. Bu işletmenin suistimali ile olabileceği gibi istenmeyen ya da gayr-i ihtiyari durumlarda da söz konusu olabilir. İşte böyle istenmeyen bir vaziyette iken ya da işletme tarafından kasıtlı olarak by-pass yapılırken denetim ekipleri gelir ve suistimali görürse artık önlemsiz deşarj yaptırımları işletmenize uygulanacak demektir.

    Önlemsiz deşarj tespitinden sonra işletmenin faaliyetten men edilmesi ilgili belediye veya OSB müdürlüğünden talep edilir. Aynı zamanda işletmeye atıksu arıtma bedeli uygulanır. Bu bedelin nasıl hesap edildiğini "Endüstriyel atık su denetim esasları" başlıklı yazıdan öğrenebilirsiniz.

    Bu durumda işletme yetkilisi tespit edilen eksikliği, bilerek ya da sehven yapılmış olan bu hatayı düzeltip iski'ye bildirmelidir. By-pass'ı durdurmalı ve bir daha meydana gelmemesi için alanda gerekli önlemleri almalıdır. Bildirme dilekçe ile yapılır ve işletmeye çıkarılan atıksu arıtma bedeli bu dilekçenin tarihi baz alınarak durdurulacağından, dilekçe ne kadar erken verilirse o kadar az AAB hesaplanır.
    
    Verdiğiniz dilekçeden sonra teknik personel işletmenizi ziyaret eder ve aksaklığın sona erdirildiğini yerinde tespit ederek tutanağa işler. Bundan sonra atıksu arıtma bedeli durdurulur ve faaliyetten men kaldırma yazısı ile faaliyetten men kaldırılır.
    
    Bu tür istenmeyen durumlara sebebiyet vermemek için  denetim ekiplerinin gelmesini beklemeden, arıtma sisteminizi düzenli aralıklarla kontrol etmeli ve suistimale yer vermemelisiniz.
    
    Tüm bunlara rağmen atıksularını by-pass yapmaya devam eden firmaların endüstriyel atıksu üreten bölümleri zabıta ekiplerince kapatılır ve mühürlenir. İski tarafından mühürlemeye rağmen işletmenin faaliyetine devam ettiği tespit edilirse, atıksu arıtma bedeli denetimler devam eder. Mühür fekki dolayısıyla işletmenin mahkeme süreci başlar. İşletme orada oldukça ve faaliyetine kaçak olarak devam ettikçe denetimler devam etmektedir.
   
    İşletme için işleri daha da zorlaştıracak olan durum önlemsiz şekilde kanala arıtılmadan verilen atıksular zamanla kanallarda tahribata neden olur, kanal aşınır ve toprağa açılır. Bu durumda tüm kanal hattının değiştirilmesi gerekir. Bu arızaya işletmenin sorumsuzluğu sebebiyet vermiş olacağından işletme daha ağır müeyyidelerle karşılaşacaktır.

Sanayide en çok karşılaşılan endüstriyel atıksu kaynakları


Sanayide atıksu

(Görsel Kaynak: waterdesalinationplants.com)

    Sanayide, faaliyetlerinden endüstriyel nitelikli atıksu kaynaklanan ve en sık rastlanan işletmeler ve bu işletmelerdeki ünitelerden/proseslerden bazılarından bahsedelim. Bu atıksuların bertarafı için sanayide, eğer atıksular taşıtılarak bertaraf ettirilmiyorsa, yine genellikle kimyasal çöktürme işleminin yapıldığı kimyasal ön arıtma tesisleri bulunur.

    Kromat banyosu ünitesi: Metalleri korozyana karşı korumak ve boya öncesi metal yüzeylerde boyanın daha iyi tutunmasını sağlamak için kullanılır. Kromat banyosu Cr+6’dan oluşur ve kimyasal çöktürme öncesi indirgenerek Cr+6’nın, Cr+3’e dönüştürülmesi sağlanmalıdır. Bütün kromat banyoları asidik karakterdedir. Hepsine önlem istenir.

    Fosfatlı yüzey temizleme/fosfatlama üniteleri: Kromat banyoları gibi genellikle daldırma havuzları ile yapılırlar. Fosfatlı yüzey temizlemenin yapılacağı malzeme havuzlara daldırılarak yapılır. Genellikle boyama öncesi işlemlerinde kullanılırlar.

    Yağ alma üniteleri: Genellikle metal kaplama ünitelerinden önce metal yüzeylerdeki yağların alınması için kullanılırlar. Asidik ya da bazik olabilirler. Deterjan türevi bazik malzemeler ile yapılan yağ almaların yeterli olmadığı hallerde kaplanacak metalin tutunabilirliğini artırmak için asidik temizleyiciler kullanılır.

    Pasivasyon ünitesi: Kullanılacak malzemeye ve yüzey temizleme işlemi için kullanılan kimyasallara göre değişen pek çok türü vardır. Patentli kimyasal ürünlerle yapılır. Kısaca, yüzey işlemi gören materyalin yüzeyindeki asidik ve bazik kalıntıları yok etmek ve ürünü korozyona karşı korumak için uygulanır.

    Su perdeleri: İçinde suyun devir daim ettiği küçük bir şelale tarzında bölme olan sistemlerdir. Püskürtmeli metot ile malzeme boyanırken, malzemeden kaçan boyaları bu su perdesi tutar. Zamanla iyice boya tutan su değiştirilir.

    Ekipman ve yer yıkamalar: Deterjan imalatçıları, laboratuvarlar, gıda sanayi, kozmetik imalatı gibi pek çok sektörde yerlerin ve ürüne temas eden ekipmanların yıkanması ile oluşan atıksulardır.

    Mezbaha ve kesimhane atıksuları: Küçükbaş, büyükbaş ve kümes hayvanlarının kesiminden oluşan atıksulardır. Sadece konvansiyonel (pH, Koi, Akm, Yağ-Gres) parametreleri ihtiva ederler.

    Metal kaplama üniteleri: Metal yüzeylerin çinko, krom, alüminyum (eloksal) gibi yine metallerle kaplandığı ünitelerdir. Buralarda kaplama ünitesi içerisindeki atıksular değiştirilmezler. Atıksular yüzey temizleme, durulama, fosfatlama, pasivasyon gibi kaplamadan önceki, ön işlemlerinden kaynaklanır.

Lak Kaplama (Vernik Kaplama): Genellikle nikel ve krom kaplamalardan sonra kaplanan metal malzemeye parlak bir görünüm kazandırmak için son işlem olarak uygulanır. Lak kaplama aslında verniktir kaplamadır.  Vernik maliyetli olduğu için filtre ile vernik havuzu devir daimli kullanılır. Kirlilik yükü arttığında değiştirilir.

    Sulu plastik kırma ünitesi: Plastik geri dönüşümü yapan işletmelerde bulunur. Granül haline getirilecek olan plastik temizlenmek zorundadır. Bu temizleme işleminde kırma da yapılır. Plastik malzeme su ile birlikte kırılır. Su, plastik kırma makinesinde kirlilik yükü artana kadar kullanılır. Kirlilik yükü artınca, suyun temizleme özelliğini kaybolur ve değiştirilmesi gerekir.

    Matbaalar: Merdane ve kalıp yıkamalarından kaynaklanır. Yeni teknolojiler ile geliştirilen yeni matbaa makinelarında, klasik merdane ve kalıplar olmadığı için, matbaa sektöründe atıksu kaynağı gittikçe azalmaktadır.
    Hala eski usullerle kalıp kullanarak yapılan baskılarda kullanılan boya solvent ya da su bazlıdır. Su bazlı ise kalıp ve merdaneler yıkanarak temizlendiğinden atıksu meydana gelir. Kullanılan boya solvent bazlı ise kalıp ve merdane temizliği silinerek yapılır ve atıksu oluşmaz.

    Tekstil ve tekstil aksesuarları boyama: Tekstil ürünlerinin ve aksesuarlarının boyandığı ünitelerdir. Sanayide numune bazlı çalışan küçük çapta pek çok tekstil boyamacısı bulunur. Yüksek ısıda rafine tuz ile birlikte su içinde tekstil ürünlerinin boyanması sonucu oluşan atıksulardır.
    Tekstil baskıları da genel olarak termo baskı ve transfer baskı olarak ikiye ayrılır. Termo baskı, hazır baskının ısıtılarak kumaş üzerine kumaş üzerine basılması esasına dayanır ki bu işlem sonucunda endüstriyel atıksu kaynaklanmaz.
    Transfer baskıda ise, baskı işlemi için matbaa sektöründe olduğu gibi kalıp kullanılır. Eğer kalıpta kullanılan boya, su bazlı boya ise kalıplar yıkanacağından endüstriyel atıksu meydana gelir. Eğer kullanılan boya solvent bazlı ise kalıplar yıkanmaz, el vb. yöntemlerle silinir. Bu yüzden atıksu kaynaklanmaz.
    Özellikle son dönemde artan bilinçli tüketici sayısı sebebiyle solvent bazlı boyaların tekstil sektöründe kullanımı azalmaktadır. Daha çok su bazlı boyalar tercih edilmektedir çünkü aksi taktirde tekstil ürünü sağlık güvenilirliği testlerinden geçememektedir. Bu da haliyle tekstil sektörüne atıksu oluşum miktarını artırmaktadır.


Endüstriyel atık su Debi Hesabı

        Eğer inceleme ve tetkik sonrası işletmenizden endüstriyel nitelikli atıksu kaynaklandığı tesbit edilirse bu durumda Dib (Deşarj İzin Belgesi) alırsınız ve Dib, GSMR yerine de geçer. Eğer endüstriyel nitelikli atıksu kaynağı olan bir işletme iseniz İski AKDY'ne göre faaliyet sektörü ve günlük debi miktarına göre müeyyide ve şartlar değişiklik gösterir. Endüstriyel nitelikli atıksulara hiç bir önlem almak zorunda olmayacağınız gibi, bir ön arıtma tesisi kurmak ya da atık sularınızı bir bertaraf tesisine taşıttırmak zorunda olabilirsiniz. Bu mevzuyu, yani işletmelerin faaliyet türlerine göre sınıf sınıf karşılaşabilecekleri müeyyideleri öğrenmek isterseniz, web sayfasındaki diğer yazıları inceleyebilirsiniz. 

       Burada bahsetmek istediğimiz diğer husus ise günlük endüstriyel nitelikli atıksu miktarını gösteren QEndüstriyel yani günlük debi miktarıdır. İski AKDY'nde debiye göre de şartlar ve müeyyideler değişiklik gösterir. Aynı zamanda ön arıtması olan bir işletmenin by-pass (önlemsiz deşarj) veya istenilen deşarj limitlerini sağlayamaması gibi durumlarda işletmeye Atıksu Arıtma Bedeli tahakkuk ettirilir.Bu bedelin tayininde dolayısıyla işletmenin ödemek zorunda kalacağı tutarın büyümesine de yol açar. Bu yüzden tesiste meydana gelen endüstriyel nitelikli atıksuyun debisinin doğru tayin edilmesi önemli bir husustur.

        Qendüstriyel, bir başka deyişle günlük debi miktarı faaliyete geçen işletmede inceleme yapan iski teknik personelleri tarafından yerinde hesaplanır ve tutanağa işlenir. Debi hesabında kullanılan yöntemler çeşitlidir. Günlük şebeke su tüketimi, işletmede çalışan personel sayısı, işletme personelinin beyanı, faaliyet türü, atık su kaynaklanan üniteler gibi parametreler göz önüne alınarak bir endüstriyel atık su debisi hesaplanır. Bu, işletmede günlük olarak meydana geldiği ve kanala verildiği varsayılan atık su miktarıdır, ve ülkemizde kullanılan SI birim sistemlerine göre m³ olarak hesaplanır.
    
    Şebeke tüketimi esas alınarak yapılan debi hesabına bir misal getirmemiz gerekecek olursa. Beyaz ve mavi yaka olmak üzere, bütün çalışanlarıyla 50 personeli olan bir tesis varsayalım. Bu işletme su ihtiyacının tamamını şebekeden karşılasın. Aşağıdaki fotoğrafta görülen fatura da temsili olarak bu işletmenin su faturası olsun:

İski örnek su faturası ve debi hesabı

    Türkiye şartlarında her bir personelin günlük su tüketimini 50 litre kabul edebiliriz. Bu hesapla günlük 50 personel x 50 litre = 2500 lt yani, 2,5 m³/gün atıksu miktarı yapar. Bu 2,5 m³, tesisteki çalışanların ortalama günlük su tüketimi olarak kabul edilir. Yani Qpersonel=2,5 m³/gün diyebiliriz. İkinci olarak yukarıdaki temsili su faturasında kırmızı ile işaretli alana bakılır. Faturaların bu kısmında günlük ortalama toplam su tüketimi yazar. Yani gün sayısı 28 yazan faturada, toplam tüketilen suyun 140 m³ yazdığı görülür, bu da 140/28=5 m³/gün olarak hesap edilendir ve Günlük m³ kısmında (kırmızı ile işaretli kısım) yazar. Buna da günlük Qtoplam=5 m³/gün diyebiliriz.

    Günlük Qendüstriyel'i bulmak için de ,Qendüstriyel=Qtoplam-Qpersonel = m³/gün-2,5 m³/gün=2,5 m³/gün olarak hesap edilir.

    Bahsettiğimiz bu yönetemin dışında pek çok yöntem ile atıksu debisi hesaplanabilir. Buradaki önemli husus yine işletmenin faaliyet türüdür, çünkü kullandığı şebeke suyunun çoğunun ürün içerisinde kaldığı bir unlu mamüller imalatçısı ya da sıvı deterjan imalatçısı için yukarıdaki formule ek olarak, Qtoplam'dan ürün içerisinde kalan suyun da çıkarılması gereklidir. 

    Sonuç olarak, İşletmenin faaliyet türü , endüstriyel atıksu kaynaklanan üniteleri göz önüne alınarak bir Qendüstriyel, yani atık su debisi hesaplanır ve tesisin işlemleri bu debi üzerinden yürütülür.

Endüstriyel atık su kaynaklanmayan işletmelerin GSMR Görüşü

    İski GSMR/DİB başvuru sürecinizde eğer faaliyetinizden endüstriyel nitelikli atık su kaynaklanmadığı tespit edilirse GSMR (Gayrı Sıhhi Müessese Ruhsatı) görüşü alırsınız. Tabi ki bu durum faaliyetinizin gayri sıhhi müesseseler kapsamında olması halinde geçerlidir. Hangi faaliyet türlerinin 

    Gayrı Sıhhi Müesseler kapsamına girdiğini ve hangi sınıf gsmr grubuna dahil olduğu ile ilgili yazıma göz atmak isterseniz: Burayı Tıklayın. Bununla birlikte eğer gsmr başvuru süreci ile ilgili bilgi almak isterseniz şu yazımı okumalısınız.

    Belediyelerin ve organize sanayi bölgelerinin verdiği çalışma ruhsatında eğer faaliyet türünüz gsmr rusatı dahilinde ise sizden istanbul için iski den alınan gsmr görüşü talep edilir. İskiye başvurunuzdan sonra işletmeniz ve faaliyetiniz iski teknik personelleri tarafından yerinde denetlenir ve işletmenizin incelenmesi sonucunda bu süreç tamamlanır. Eğer işletmenizden endüstriyel nitelikli atık su kaynaklanmıyor ise bu durum, yerinde tutanakla tespit edilir ve daha sonra yapılacak işlemlerin nihayetinde yazılacak olan gsmr görüşü işletmeye ve bağlı olduğu belediye gönderilir. Eğer işletmeniz bir OSB (Organize Sanayi bölgesi)'nde ise görüş yine posta yolu ile OSB müdürlüğüne gönderilir. Son dönemde bu işlem için klasik posta yolu değil de PTT'den alınan ve şahıs firmaları dışındaki işletmenin sahip olması zorunlu olan,  KEP ( Kayıtlı
 Elektronik Posta ) adreslerine gönderilmektedir. Endüstriyel atıksu evsel sular ile karıştırılmamalıdır. Lavoba ihtiyaçları vb. için kullanılan sular evsel atıksulardır. Gsmr görüşü bir sayfalık bir A4 kağıt üzerine basılıdır. Elektronik imzalı olduğu için fotokobileri de aynı işi görür. Ayrıca gsmr görüşünün gerçekliğinin kontrolü https://www.iski.istanbul/web/tr-TR/evrak-sorgulama adresinden yapılır. Açılan sayfada referans kodu yerine görüşün en altındaki doğrulama adresinin sonundaki "Referans Kodu=" ibaresinin sonundaki kod ile yapabilirsiniz. Ayrıca gsmr görüşünün sağ alt kısmındaki barkod ile de bu sorgulamayı kolayca yapabilirsiniz. Aşağıdaki şekilde örnek bir gsmr görüşü gözükmektedir.

Örnek iski gsmr görüşü


Şekil 1- Örnek bir gayrı sıhhi müessese ruhsat görüşü

   
     İşletmenin gsmr görüşünü temin etmede acelesi var ise bu süreci takip etmeli ve kurum içi yazışmalarda işletmenin ibraz etmesi gerekebilecek belgeleri ibraz ederek işlemleri hızlandırmalıdır. İski bu süreçte iki kurum içi yazışma ile gsmr görüşünü verir. Bunlar Kanal iştirak bedeli ve Havza Konumu yazılarıdır.
    
    Kanal iştirak (katılım) bedeli ya da eski ismi ile bina hizmet bedeli, mal yani bina sahibine ait bir ödemedir.
  
        Kanal iştirak bedeli konusunda işletme bilgilendirilir. Yapılan arşiv taramasında bu bedelin ödendiği görülürse bu bedel tekrar istenmez. Ödenmediği tespit edilirse, işletmenin bulunduğu bina kısmı incelenerek, işletmenin sahip olduğu alana göre bir bedel hesaplanır ve ödenmesi talep edilir. Bir sefere mahsus alınan bina hizmet bedelinin (Kanal katılım Bedeli) ödenmesi konusunda işletme ile irtibata geçilir. Aslında bu bedel bina yani mal sahibine ait bir bedeldir. Bu yüzden bir sefer alınır. Kiracı olan işletmenin bu bedeli ödemesi doğru olmaz çünkü kendinden sonraki kiracının yerine de ödemiş gibi olacaktır. Tabi bu durum yine mal sahibi ve kiracı olan işletme arasındaki hukuka göre değişiklik gösterir.  Yine de asıl olan bu bedeli mal sahibinin ödemesidir.
    Kanal katılım ya da iştirak bedeli ile alakalı yazıma ulaşmak için : Tıklayınız.
         
    Havza konumu yazısı ise; işletme eğer içme suyu havzasında bulunuyorsa, faaliyetini bu sahada sürdürüp sürdüremeyeceği konusunda bilgi edinmek için yazılır. Teknik ayrıntıları teferruatlı olan bu konuda işletme için özet olarak şu bilgiler faydalı olabilir: Öncelikle işletmenizin içme suyu havzasında yer alıp almadığını öğrenmek isterseniz şu adımları uygulayın:
   https://sehirharitasi.ibb.gov.tr/ url adresini açın. İşletmenizin bulunduğu adresi haritadan bulun ve işaretleyin. Adres kısmına açık adresi numara ile girin. Eğer doğru noktayı tespit edemezseniz, cadde ya da sokak üzerinden iş yerinizin numarasını arayıp bulun. İş yerinizin yerinşi doğru tespit etmeniz önemlidir çünkü bazen 1 metre ile bile havza içinde ya da dışında kalabilirsiniz.
                                                                           
Daha sonra üst sekmede sağdan ikinci "Katmanlar" kısmına tıklayın.

        
İbb şehir haritası 2
                                                                                Şekil 2- İBB şehir haritası katmanlar.

Açılan pencerelerden "Havza Sınırları" sekmesini tıklayın:

İbb şehir haritası 3
Şekil 3- İBB şehir haritası Havza Sınırları.

Harita üzerinde bütün içme suyu havzalarının belirdiğini göreceksiniz.


İbb şehir haritası 4
Şekil 4- İBB şehir haritası havza alanları ve mesafeleri.



    Baraja olan mesafeye göre yeşil, sarı ve kırmızı alanlara göre işletmenizin içme suyu barajına yakınlığını ve içerisinde olup olmadığını göreceksiniz. Eğer işletmeniz yukarıdaki içme suyu havzaları haricinde kalıyorsa, bu işletmenizin atıksu havzasında kaldığı manasına gelir ki; atık su havzasında bulunmanın içme suyu havzasında bulunmak gibi müeyyideleri yoktur. Bu nedenle aslında organize sanayi bölgelerinin de atıksu havzalarına konuşlandırılması gerekmekte ise de İstanbul'da bu maalesef mümkün olamamıştır. Eğer işletmeniz içme suyu havzasında ise ve içme suyu havzaları yönetmeliklerine dair bilgi edinmek niyetiniz var ise http://www.iski.istanbul/web/tr-TR/kurumsal/mevzuat-ve-yonetmelikler1 adresinden yönetmeliklere ulaşabilirsiniz. Buradan işletmenizin bulunduğu içme suyu havzası ile ilgili yönetmeliğe göz atmanız işinize yarayabilir. İçme suyu havzasında bulunan bir işletme için, eğer baraja ya da içme suyu temin edilen göletlere yakın değilseniz, yakınınızdan da bir içme suyu deresi geçmiyorsa büyük bir ihtimalle gsmr görüşü edinmede problem yaşamayacağınızı düşünüyoruz.

    Fakat yine de bu konuda son görüş İski İdaresinindir ve bu görüş de Havza konumu yazısı ile belli olur. Çünkü pek çok havzaya münhasır yönetmelik olup, faaliyet türlerine göre kısıtlamalar olabiliyor. Malumunuz mevzu İstanbul'un kullanım suyu olunca bu konuda mevzuatlar sıkı ve bu da bence bu koca metropol için gayet makul.